Boyun Fıtığı

Boyun da omurlar arasındaki disk adı verilen kıkırdak yapıların omurilik kanalına taşarak, omurilik ve kollara giden sinirlere bası yapmasına boyun fıtığı adını vermekteyiz. Bu bası sonucu oluşan yakınmalar bütününe ise “boyun fıtığı hastalığı” adı verilmektedir.

 

Yıllar içinde yavaşça ve kireçlenme ile ortaya çıkabileceği gibi, aniden gelişen ve yumuşak disk adını da verdiğimiz çeşidi de görülebilir.

Bel fıtığında olduğu gibi boyun fıtığı gelişiminde de mekanik faktörler etken olmaktadır. Sebepler arasında,  boynun öne eğik pozisyonda uzun süre kalması(masa başı çalışanlar, örgü örmek vb.), ani boyun hareketi sonrasında, uzun süreli tekrarlayıcı mikrotravmalar, geçirilmiş travma sonrası vb. durumlar sayılabilmektedir.

Hastalar genelde yakınmanın başlamasına neden olan sebebi belirleyememektedir. Ağrı yakınması geceleri daha belirgin olmaktadır. Hasta, sabah kalkınca boynunun sertleşmiş olduğunu hisseder.  Hasta ağrısının bulunduğu kolu başının üstüne kaldırma ile kolundaki yakınmasının kısmen rahatladığını çoğunlukla ifade etmektedir.

Sağ veya sol kolun ağrıması boyun fıtığının hangi tarafta olduğunu gösteren bir bulgu olmaktadır. Ağrı ile beraber uyuşma da yakınmalar arasında olmaktadır. Sıkışan ve hasar gören ilgili sinire göre his kaybı, kaslarda güç kaybı ve reflekslerde azalma sık olarak görülmektedir.

Güç kaybı durumunda hasta elini ve/veya  kolunu günlük işleri sırasında kullanmakta ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.  Bel fıtığına göre boyun fıtığı hastalığı kaslarda güç kaybına daha fazla neden olabilmektedir. Bunun nedeni olarak, boyun bölgesinde daha dar bir omurilik kanalının olması ve bu bölgeden geçen omurilik yapısının daha kalın olması gösterilmektedir.

Ayrıca, gelişen boyun fıtığının yaptığı ani bası veya yıllar içinde oluşan kireçlenme nedeniyle omurilik kanalında meydana gelen daralma üzerine ani ve şiddetli boyun hareketi ile omurilik ciddi basıya maruz kalabilmektedir. Bu durumda omurilikte hasar oluşur ise;  kollarda ve bacaklarda güç kaybı, yürüme sırasında denge kaybı, el becerisinde azalma, idrar tutamama vb. ileri düzeyde yakınma ve sıkıntıya yol açabilmektedir. Omurilikte hasarlanmaya bağlı yakınmalar ortaya çıkmış ve tespit edilmiş ise en kısa zamanda cerrahi tedavi önerilmektedir. 

Boyun fıtığın da sadece ağrı ve uyuşma yakınmaları mevcut ise, tedavinin şekline hekim ve hasta beraber karar vermelidir. Hekim durum hakkında olabildiğince anlaşılır şekilde bilgilendirme yapmalıdır. İlaç tedavisi ile beraber istirahat ilk seçenek olarak akla gelmelidir. Fizik tedavi akla gelebilecek tedavi yöntemlerinden biri olmaktadır, ama her hastanın bu tedavi yöntemine uygun olmadığı unutulmamalıdır. Geçmeyen uzun süreli yakınmalarda, çok şiddetli olan ve güç kaybı olmasa da hastanın günlük işlerini yapmasına mani hal almış, gece uykularının bozulduğu ve gece gündüz istirahat edememeye bağlı kronik yorgunluk ve huzursuzluğa yol açan durumlarda cerrahi tedavi akla gelmelidir.

Boyun fıtığı ameliyatı, fıtığın yerleşim yerine ve boyutuna göre farklı tekniklerle yapılabilmektedir. Kola giden sinirin omurilik kanalından çıktığı delik içinde oluşan fıtıklar, boynun arka kısmından yapılan mikrocerrahi müdahale ile temizlenebilmektedir.

Bu yöntemle temizlenemeyecek fıtıklar ise, boynun ön kısmından yapılacak mikrocerrahi girişim ile rahatlıkla temizlenebilmektedir. Fıtık sağda veya solda olsun, ameliyat yeri olarak boynun sağ kısmı tercih edilen girişim bölgesi olmaktadır. Disk aralığının üstündeki ve altındaki omurların arka kısmında kireçlenmeler mevcut ise diskin ve fıtığın temizlenmesine ek olarak omurların da çıkarılarak omurilik ve sinirlerin rahatlatılması gerekebileceği de unutulmamalıdır. 

Boyun fıtığı, ameliyat sonrasında tekrarlama ihtimali olmayan bir bozulma şeklidir. Büyük çoğunlukla boynun ön kısmından yapılan cerrahi müdahale  ile omurlar arasındaki kıkırdağın tamamına yakını temizlenebilmekte, bu seviyede tekrardan fıtıklaşacak herhangi bir doku kalmamaktadır.