Anevrizma

 
Anevrizma, atardamarların duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları ve aort damarı, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir.
Anevrizmalar, morfolojilerine göre saküler ve fusiform olarak sınıflandırılırlar. Damar duvarının belirli bir noktasından çıkıp, nispeten yuvarlak bir şekle sahip anevrizmalara, saküler anevrizma adı verilir. Damar duvarında “iğ” şeklinde bir genişleme şeklinde olan anevrizmalar, fusiform anevrizmalar olarak tanımlanır.
 Ayrıca, anevrizmalar, duvar yapılarına göre “gerçek anevrizmalar” ve “yalancı (psödo) anevrizmalar” olarak sınıflandırılırlar. Bir gerçek anevrizmanın duvar yapısı, normal atardamar duvarını oluşturan tüm tabakaları (intima, media ve adventisya) içerir. Yalancı veya psödo anevrizmalar, damar duvarında oluşan yırtılma sonucu oluşur ve yalancı anevrizma duvarında damarsal tabakaların tümü bulunmaz.
Beyin anevrizmalarının toplumda görülme sıklığı %2-3’dür. Polikistik böbrek hastalığı tanısı almış hastalarda ve yakınlarında anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama hikayesi olanlar kişilerde beyin anevrizma gelişme riski daha yüksektir.
Genellikle bahar aylarında kanamalar oluşturmaları ve teşhis konulması karakteristiktir. Ancak yılın her mevsiminde karşımıza çıkabilmektedirler.
Anevrizmalar, normal bir atardamar göre çok daha zayıf duvar yapısına sahip oldukları için, patlayarak hayatı tehdit eden ciddi kanamalara neden olabilirler. Beyin anevrizmalarının patlaması, beyin ile beyin zarı arasındaki boşluk (subaraknoid boşluk) içinde kanamaya neden olur. Bu tip beyin kanamaları ‘’subaraknoid kanama’’(SAK) olarak adlandırılır. Ne yazık ki beyin anevrizmaların büyük kısmı patlamadan önce belirti vermezler. Beyin atardamarında anevrizma gelişmiş olan hastaların önemli bir kısmında anevrizma teşhisi, anevrizmaya bağlı olmayan şikayetlerin araştırılması amacıyla yapılan manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bilgisayarlı tomografi (BT) gibi tetkiklerin sonucunda tesadüfi olarak konulur. Bununla birlikte, özellikle büyük boyutlu anevrizmalar, baş ağrısı, göz arkasında ağrı hissi, bulantı-kusma, göz kapağında düşüklük, çift veya bulanık görme gibi şikayet ve bulgular oluşturabilir. Genel olarak daha önce kanamamış bir beyin anevrizmasının yıllık kanama riski % 1-2’ dir. Anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama geçiren hastalarda en sık görülen şikayet, ani başlayan şiddetli başağrısıdır. Suabaraknoid kanama geçirmiş olan hastaların büyük kısmı bu ağrıyı "o ana kadar yaşadıkları en şiddetli başağrısı" veya “başıma sanki bıçak saplandı” olarak tarif ederler. Subaraknoid kanama geçiren hastalarda, başağrısının yanında, bulantı-kusma, bilinç bulanıklğı veya bilinç kaybı, diğer sık görülen şikayet ve bulgulardır.